16 Eylül 2013 Pazartesi

NECATİ CUMALI'YA MERHABA

Urla'dan dışarıya uzatmıyor kalemini Cumalı. Denizi gözden kaybetmeden yazıyor. Kim bilir, denizin mavisi, kaleminin mürekkebi oluyor bir yerde. 

Gözümde canlandırıyorum. Küçük bir Ege kasabası, tüm kasabalarda ve köylerde olduğu gibi, tam ortada bir köy kahvesi. Cumalı evden çıkmış, yavaş yavaş bu kahveye doğru yürüyor.Nedense saman sarısı hayal ediyorum yüzünü, belki de saman sarısı satırlarda, cümlelerindeki tütün kokusunu çok soluduğumdandır. Sol elinde bir gazete, yaklaşıyor kahveye.( Hangi elini kullanırdı acaba?) Bir masaya sinmiş Kör Fehmi karşılıyor ilkin, ahaliye, tebessüm denilmeyecek bir gülümsemeyle selam veriyor Cumalı. Üzerinde gri bir takım elbise. Bir masaya ilişiyor gözümün önünde. Çivit rengini yazıyor sayfalarda, lakin kendi beyaz sandalyeyi yeğliyor o zamanda. 

Oturmasıyla bir, etrafını sarıyor kalabalık. Küçük yerlere dışarıdan yeni birileri geldiğinde nasıl bakılırsa o yabancıya, öyle bakıyorlar kendilerini yaratan Cumalı'ya. 
Kadınları geçiyor kahvenin önünden, yarattığı güzel kadınları, bîçare, yoksul... 
Hafif kaldırıyor başını, bakıyor geçenlere, durur mu yanındakiler, bu hayalde bile peşlerini bırakmıyorlar kadınların. Naralar, tacizler. Kulağımı tıkamak yerine, gözlerimi kapatıyorum bu çirkin ses dinsin diye. 
Her zaman saf kalmış büyümeyen çocuklar en sevdiği çiçeği getiriyorlar masaya. Ne de güzel kokuyor erguvanlar.  

Necati Cumalı, Cumhuriyet Dönemi yazarlarımızdan biridir. Cumalı için sadece yazar demek, eserlerinde işlediği konulara, tasvirlere, tanımlama ve açıklamalara ihanet etmekten başka bir şey değildir. 
Yazma serüveninden önce avukat olan Cumalı, yazarlığının yanında, çok iyi bir psikolog, sosyolog ve 'bizden' biridir. Hangi devirde okunursa okunsun, dili bizi yormadan, Ege'nin yollarına, insanlarına, aşklara, zorluklara ve en önemlisi, 'bir zamanda' yaşanmışlığa götürmektedir.

Araştırırken bu büyük yazarı, bakmak istemedim resimlerine, kitaplarından, oyunlarından, şiirlerinden bir suret çizdim kendine. Bu suret naif, bu suret sessiz.



 Bu gece, yine karşımda işte, yarattığım bu surete bakmaya devam ediyorum, yazdığı sayfalarda onun gibi sessizce...